24 Haziran 2010 Perşembe

Bak bu asansör Türk !!


en güzel yerinde evin

üzgünüm eskisi gibi diil lunapark
bi yanıp bi sönerken hiç gitmemiş gibi
ışıklar ama
baksana bana gölgeme döndüm halim perişan.
bi yanıp bi söner hiç
gitmemiş gibi ışıklar ama




Sen nehirleri yataklarında ayırırdın da örterdin ...

Erkek Sesi ;)


olur olmaz geriye dönenler deliye dönenler kadar rahat uyumazlarr ;))
off gerçekten bu aralar erkek sesine sahip olmayı çok isterdim Tanrı'ya taş atmak istemiorum ama ben sen biz siz onlar diye ayrıldık kız erkek yapı farklılıkları vsvs.. sadece sesi istediğimde kullana bilme yetisi !!!

10 Haziran 2010 Perşembe


Yaşam dediğin yürüyen bir gölge, Bir garip oyuncu; Bir hışım sahnede dolanıp boy gösteriyor; Sonra haber de çıkmıyor zavallıdan. Yaşam bir masal; kaçığın birinin anlattığı. Şamata ve öfke dolu baştan başa; Ve Hiç bir anlamı yok.

Var mı aşktan öte ??


Düşelim cennetten yeryüzü oyununa
Kanalım sarhoşken şu aşkın yalanına
Gireceksek girelim gel kız günaha
Öleceksek ölelim şimdi şuracıkta
Yağmura, buluta, yıldıza, aya, kara toprağa, düşen yaprağa sor
Var mı aşktan öte?
Nemli saçlarına nefes nefesine şu çırılçıplak kıvrılan beline sor
Var mı aşktan öte varsa sen söyle..
Düşelim cennetten yeryüzü yalanına
Girelim sarhoşken şu aşkın koynuna
Gireceksek girelim gel kız günaha
Öleceksek ölelim şimdi şuracıkta
Yağmura, buluta, yıldıza, aya kara toprağa düşen yaprağa sor
Var mı aşktan öte?
Nemli saçlarına nefes nefesine şu çırılçıplak kıvrılan beline sor
Var mı aşktan öte varsa sen söyle..

9 Haziran 2010 Çarşamba

kumar borcu namus borcu .....

lanet olası günler çabuk geçti heyhat!! yaşlanıyorum kahretsin bu yazyı okuldan yazıorum . Başlık yanımdaki gençlerden duyduğum bi söz yazacaklarımla alakası yok ali die bi çocuk var ona kantinden bişeyler almasını istiyorlar ve bu sözü arkasından söyleyip duruyorlar ... fifa 2008 le mutlu olan erkek çocukları oyun oynamak ve e okula girmekten başka bir uğraşları yok :)) kızlar face erkekler oyun peşinde oyun oynarkenki bağrışları çok komik :) yalın çalıyor şimdi ve oynarken ona eşlik ediyorlar evet biz sağ güruh sol güruh diye ayrıldık ben soldayım ;)

ve asıl anlatıcaklarım parti yapcaktı bizim sınıf bi şeyler alındı felan
sonrası vazgeçilmezlerden foto ve video çekimleri arkadas bivideo çekmiş çok güzelde olmuş fakat lanet kızın biri inek hemde
ama inat birde silmesini istedi kızın silme dedim o kadar ve sildiler lanetler oysaki okızın cismi bile belli deildi videoyu çekenkızda çoksinir oldu sildirene bende çektim geldim sana yazıyorum şimdi işte . Tamam abi istemezsin çekilmek deşifre olduğunu hisseder rahatsız olursunda burda senden başka okadar çekilen insan varken diğerlerine de haksızlık oluyor hemde belli bile deilsin video da
kıza seni silerim dedim videodan anlamadı kıt ! çalışmaklar ineklemekle olmuyor Tanrı'ın anlayışta kodlaması gerek biraz beyne onda o yok işe ve inan çevremde böylelerinde çok var
offf ...

8 Haziran 2010 Salı

Rammstein \m/


ich tu dir weh
Nurich tu für mich bist du am Leben
Ich steckt dir Orden ins Gesicht
Du bist mir ganz und gar ergeben
Du liebst mich denn ich lieb dich nicht



Du blutest für mein Seelenheil
So ein kleiner Schnitt und du wirst geil
Der Körper schon total entstellt
Egal erlaubt ist was gefallt



Ich tut dir weh
Tut mir nicht lied
Das tut dir gut
Hört wie es schreit



Bei dir hab ich die Wahl der Qual
Stacheldraht im Harnkanal
Leg dein Fleisch in Salz und Eiter
Erst stirbst du doch dann lebst du weiter



Bisse Tritte harte Schläge
Nadeln Zangen stumpfe Säge
Wünsch dir was ich sag nicht nein
Und führ dir Nagetiere ein



Ich tut dir weh
Tut mir nicht lied
Das tut dir gut
Hört wie es schreit



Du bist das Schiff ich der Kapitän
Wohin soll denn die Reise gehen
Ich seh im Spiegel dein Gesicht
Du liebst mich denn ich lieb dich nicht



Ich tut dir weh
Tut mir nicht lied
Das tut dir gut
Hört wie es schreit

************************************************************

Yalnızca benim için hayattasın
Yüzüne madalyalar takıyorum
Tümüyle bana sadıksın
Beni seviyorsun, çünkü ben seni sevmiyorum



Ruhumu kurtarmak için kanını akıtıyorsun
Küçük bir kesik ve tahrik oluyorsun
Vücudun çoktan tümüyle çirkinleşti
Herneyse, haz veren herşey mübah



Canını yakıyorum
Üzgün değilim
Bu seni iyi ediyor
Şu çığlığı dinle



Seninle işkenceyi seçtim
Sidik borusunda dikenli tel
Bedenini tuz ve irine sok
Önce ölürsün fakat sonra yaşamaya devam edeceksin


Isırıklar, tekmeler, sert darbeler.
İğneler, pense, kör testere
Bir dilek tut, hayır demeyeceğim.
Sonra kemirgenleri içine sokacağım



Canını yakıyorum
Üzgün değilim
Bu seni iyi ediyor
Şu çığlığı dinle



Sen gemisin, ben de kaptanım
Bu yolculuğu nereye götürmeliyim
Aynada yüzünü görüyorum
Beni seviyorsun çünkü ben seni sevmiyorum



Canını yakıyorum
Üzgün değilim
Bu seni iyi ediyor
Şu çığlığı dinle

Keman


sarsaydın beni bu hikayenin en başında,
korkusuzca.
şimdi ayakkabımın tabanına yapışan
sakız gibi yapışmazdın
düşüncelerime, gecelerime.
ve bir şey var ki
kazıyıp atmak benim için kolay, her şeyi
senin için nasıl bilmiyorum, kalbinin varlığından şüpheliyim hala
ama bu her gün aynı şarkıları defalarca dinleyip
kendi kendine
her şeyin düzeleceğine inanmak değildir.
büyü küçük adam.
büyü ve vazgeç.
gerçeklerden..
ve insanların ne düşündüğünü umursamadan,
kalbini kim kıracak, hayatından ne zaman çıkacak insanlar..
bunları umursamadan
kokla güzel kadınları,
öp boynundan
artık büyü küçük adam.
ve sakın adımı anma.
ben öleli çok oldu
baş harfleriyle sevdiğin kadın
öleli çok oldu küçük adam..

Ayrılık


Seni son gördüğümde bizim için aslında son diye bir şey olmadığını fark etmiştim.Sadece aramızda bükülen ve kırılan bir yaşantı her zaman varlığını sürdürecekti.Nasılım diye sordun,sana hiç iyi değilim demek her zaman en korktuğum şeydi.Söylemedim,dudağımın kenarında hazır bir gülümseme vardı.Zaten eğer yeterince beni tanıdıysan bu kendimi zorlayarak gülüşü bilir ve nasıl olduğumu anlardın.Ben seni anladım,korkuyordun olacaklardan.Kalabalıkta annesini kaybetmiş bir çocuk gibi kaygılıydı bakışların.Bunu biz mi şekillendirdik,diye düşündüm.Yoksa bu ilahi bir şaka mıydı.Hangi hızla birbirimizden uzağa koşarsak koşalım,tam merkezde hep çarpışıyorduk.Kabul edemezdik birbirimize bağlanmayı,belki bu bina olmasa hiç karşılaşmayız diye düşünüyorduk derinden.
Bu yüzden içinde kendin mahsur kalacağını hesap edemedin ve ateşe verdin kalbimi.Evet yandım,günlerce duman soludum.Ama o sendin ve seni içerde kurtaran olmamıştı.Beni de kösnü varlığından kurtaran olmadı ki.Neyin mücadelesini veriyorduk bilmiyorum.Bir seferinde koşarak dışarı çıkı p bütün duvarlara beni sevdiğini yazdığını görmek istemiştim,içimde o kadar emin ve umutlu bir ben vardı ki hiç bunun olamayacağını hesap edemiyordum.Bu yüzden dışarı çıkmayı cesaret edemedim,içerisi tekindi.Ne kadar içerisi en tekiniyse oraya gidip yerleşecektim.Böylece dışarı çıkmam gerekmeyecekti,senin ikimizi gördüğün her yere yazdığını güven içinde hayal edebilirdim.Ama bu düşünceler sonbahar yaprakları gibi sü pürülmesi gereken güzel bir çö pten başka bir şey değildi.Zamanlarını tamamlamış,düş ağaçlarından titreyerek kopmuşlardı.Eskilerde moda olan bir afişteki gibi kalbime yara bandı yapıştırı p onu senin görebileceğin bir yere bırakabilmek isterdim.Nasıl olsa ona bir oyun hamuru gibi şekil verirdin,biri kalbimi otayacaksa da duvara atacaksa da bu zaten hep sen olacaktın.Onu taşımanın ve ilan etmenin bir manası yoktu.Kimseye veremeyeceğim bir şeyin bende olduğu reklamını yapamazdım.Ya da tüm bu düşünceler,kara bastığımda duyduğum çıtırtıların bana biri kemiklerimi eziyormuş düşüncesini vermesi kadar saçmaydı...
Soğuksun dedin,üşüyorum dedim.Sonra birbirimize sarılmak yerine ısıyı daha da düşüren zorunlu gülümsemelerle cevap verdik.Biz bu kadar olabilirdik.

philosoraptor

pamela courson :)


bi Islaklık...
elimde.
ayılmadan, göz yaşı zannediyorum.aldırış etmeden bi sonraki uykumu çekiyorum...

bi leke...
elimde.
şokla kan beynime sıçrıyor...
bu Kırmızı!
uykuda nasıl can almış olabilirim ki?..
tenime bakıyorum, hissiyatımı kontrol edip bi sızı arıyorum bedenimde...
Yok...
bu kırmızı benim değil...
farkındalığım azalıyor ve bu kez istem dışı bi uykuya dalıyorum diş gıcırtılarıyla...


kayıplarım artıyor.kiçleşmiş tüm olasılıkları denedim ama ölüm benim emrim değildi...
tanrı kirlendi; onu bakire gibi hissetmek benim eksiğim olamazdı.
inancım kopmamaya inat ederek inceldi ve zaman, panzehiri olmaktan çıkalı çok oldu...en sinsi maddem haline gelip, güven gibi hiç farkettirmedi, aşk gibi hiç yaşanmadı ve ölüm gibi olması gereken yerde gelmedi...

yanılgılarım artıyor...'İnanmıştım!' gibi kelimelerin atmosferini yaşıyamıyorum bile artık...sonsuzdan dönen hiç bi şeye tahamülüm kalmadı.utanmadan söylerim ki bu bencillikten.bundan sonra denen bir tek 'hoşçakal'ın kendi sonsuzuma son vereceğinden eminim...

Alışarak yaşamamalıydım...

uzamayan Saçlarımdaki beyazlar..
titrek Ellerim...
düzensiz ve anlık yaşıyan Kalbim...
yaşlanmak böyle olmamalıydı...

şimdiden alnımda oluşan kırışıklık bi Bedel olmamalıydı.


bu kadar Sabır ve Güç...
toprağa oturmuş bi orman gibi yaşıyan Kadın ben olmamalıydım...


İskender' e..

bende hoş katliamlarda içtim o hayvanları bir bir..
göğe, okyanuslara, ve ihanetlere hep Söz verdiklerini bilirdim...
ben buradaydım, bu Çöküntüde...
Ağladım.
ve bu gövdeyle kanıtladım yüzeydekilere Kırmızıyı ve Gözyaşlarımı...
ne Bağışladım ne de Ölebildim...
ölürken, Utanın! diye bağıracağım herkezi toprağa verip,
utanmadan Ağladım ben....